KİTABU’L-CENAİZ VE’T-TEMENNİU’L-MEVT
الرخصة
في البكاء على
الميت
16- Ölünün Ardından
Ağlamaya izin Verilmesi
أنبأ علي بن
حجر قال حدثنا
إسماعيل وهو
بن جعفر عن
محمد بن عمرو
بن حلحلة عن
محمد بن عمرو بن
عطاء أن سلمة
بن الأزرق قال
سمعت أبا
هريرة قال مات
ميت من آل
رسول الله صلى
الله عليه وسلم
فاجتمع
النساء يبكين
عليه فقام عمر
ينهاهن
ويطردهن فقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم دعهن يا
عمر فإن العين
دامعة
والفؤاد مصاب
والعهد قريب
[-: 1998 :-] Ebu
Hureyre anlatıyor: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in ailesinden biri
vefat etmişti. Kadınlar bir araya toplanıp ağlamaya başladılar. Ömer de onların
ağlamalarını engelleyip onları kovmaya kalkıştı. Bunun üzerine Resulullah
(sallallahu aleyhi ve sellem):
"Ey Ömer! Bırak
onları. Zira göz, yaş akıtır, kalbe üzüntü isabet eder ve (ölüm) henüz
gerçekleşmiştir" buyurdu.
Mücteba: 4/19; Tuhfe:
13475.
Diğer tahric: İbn Mace
1587; Ahmed b. Hanbel 7691; İbn Hibban 3157.
دعوى
الجاهلية
17- Cahiliyye adeti
olarak
أنبأ علي بن
خشرم قال أنبأ
عيسى عن
الأعمش وأنا
الحسن بن
إسماعيل بن
مجالد قال
أنبأ بن إدريس
عن الأعمش عن
عبد الله بن
مرة عن مسروق
عن عبد الله
قال قال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم ليس
منا من ضرب
الخدود وشق
الجيوب ودعا
بدعاء أهل
الجاهلية
وقال حسن
بدعوى
[-: 1999 :-] ibn Mes'ud
bildirdiğine göre, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
"(Ölüler için)
yanaklarına vuran, yakalarını yırtan ve Cahiliye'deki adet üzere feryad eden
kimse bizden değildir." buyurdu.
Hasan, metinde geçen
"Dua" kelimesinin yerine "da'va" kelimesini zikretmiştir.
Mücteba: 4/19; Tuhfe:
9569.
Diğer tahric: Buhari
1294, 1297, 1298, 3519; Müslim 103, 165, 166; İbn Mace 1584; Tirmizi 999; Ahmed
b. Hanbel 3658; İbn Hibban 3149.